BASINA VE KAMUOYUNA
Tarih: 29.11.2018| Okunma Sayısı: 505

BASINA VE KAMUOYUNA

 

 

1) Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Avrupa’nın bir parçasıdır ve 1949 yılından bu yana Avrupa Konseyi’nin kurucu üyesidir.

2) Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kurucusu olduğu Avrupa Konseyi’nin belkemiğini oluşturan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin bir tarafıdır.

3) Anayasamızın 90/5 maddesi uyarınca adı geçen sözleşme ile iç hukuk kuralları arasında çatışma olur ise, tarafı olduğumuz bu sözleşmenin hükümleri uygulanır.

4) Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kurucusu olduğu Avrupa Konseyi’ne üye bütün devletlerin bireysel başvuru hakkını kabul ettiği yargı organı olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yargı yetkisini de tanımaktadır.

5) Bu çerçevede Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311/1-f maddesi uyarınca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kesinleşmiş kararları yargılamanın yenilenmesi sebebidir.

6) Türkiye Cumhuriyeti, Anayasamızın 2. maddesi uyarınca bir hukuk devletidir. Hukuk devletinin en basit tanımı hukukla bağlı olan devlettir.

7) Şu hâlde yukarıda sıraladığımız hukuk kuralları uyarınca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını eleştirme hakkı olsa da bu kararlara uyulmayabileceğinden söz edilmesi doğru değildir.

8) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyulmaması “Avrupa’ya veya bizim dışımızdaki uluslararası bir kuruluşa tepki” olarak yorumlanamaz. Böyle bir tutum ve söylem, doğrudan doğruya hukukla bağlı devlet yani hukuk devleti ilkesine tepki olacaktır.

Kamuoyunun bilgilerine saygıyla sunarız.

Bitlis Barosu Başkanlığı

 

28.03.2024
AV. GÜLHAN BAYRAM SEKMEN
BARO BAŞKANI

BARO LEVHASI


© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.